Öğrenciye kiralık ev – daire : Bulunamadı! deyince şaşıranlar olabilir. Ancak maalesef durum bu. Özellikle İstanbul gibi büyükşehirlerde öğrenci bütçesine uygun kiralık ev – daire bulmak neredeyse imkansız.
Öğrenciye kiralık ev – daire: Beşiktaş’ta kiralık daire, Kağıthane’de kiralık daire, Sarıyer’de kiralık daire, Şişli’de kiralık daire, Kadıköy’de kiralık daire, Üsküdar’da kiralık daire... Yılın bu dönemlerinde üniversite eğitimleri için İstanbul’a gitmek zorunda kalan öğrenciler saatlerce bu etiketlerle kendi bütçelerine uygun kalacak yer arayışına giriyorlar. Ancak bu arayış hiç de kolay olmuyor.
Üniversiteler açılıyor ancak öğrenciler kalacak yer bulamıyor. Özellikle İstanbul gibi mega şehirlerde kiralar el yakıyor. Üstelik söz konusu öğrenciler olunca ev sahipleri kira fiyatlarını daha da arttırıyor.
İstanbul’da Boğaziçi, İTÜ, İstanbul, YTÜ, Galatasaray Üniversitesi gibi üniversitelerin bulunduğu bölgelerde kira fiyatları tavan yapmış durumda. Ev sahipleri artan talebi fırsat bilerek ışık almayan bodrum katlarını, 20 metrekarelik daracık odaları 1000 TL’den kiraya çıkartıyor.
Metroya yakın yerler ulaşımın daha kolay olması nedeniyle daha fazla tercih ediliyor. Saatlerce İstanbul trafiğinde beklemek istemeyen vatandaşlar metro ulaşımının kolay olduğu evleri kiralamak istiyor. Öğrenciler de hem derslerine zamanında katılabilmek hem de üniversite kampüslerine rahatça ulaşabilmek için metro hatlarına yakın yerlerde kiralık ev arayışına giriyor.
Öğrencilerin ev kiralamak zorunda olduğunu bilen ev sahipleri tapusuz gecekondulara bile 2000-2500 TL’den başlayan fiyatlarla aylık kira istiyor. Örneğin, İstanbul’un Sarıyer ilçesinde bulunan Rumelihisarüstü Mahallesi’nde evlerin bir kısmı tapusuz gecekondulardan oluşuyor. Bu gecekonduların çoğunda rutubet sorunu bulunduğu gibi gecekondu dairelerinde güneş ışığı alabilmek de lüks bir özellik olarak kiraları arttırıyor. Bununla birlikte, Rumelihisarüstü’ndeki gecekonduların çoğunda güneş ışığı alamama sorunu var.
Kira fiyatları çok yüksek olduğu için maddi durumu yetersiz olan birçok öğrenci fiyatları nisbeten daha uygun olan eski ve hasarlı binaları tercih edebiliyor. Depreme karşı güvenli olmayan bu tür binalar yoksul öğrenciler için büyük bir nimet haline bürünüyor!
İstanbul gibi büyükşehirlerde devlet yurtları yetersiz kalıyor. AKP döneminde TÜRGEV gibi belli bir ideolojiye hizmet eden sözde vakıf yurtları ve cemaatlerin bünyesinde açılan özel yurtlar sayıca büyük artış göstermişken aynı durum devlet yurtları için söylenemiyor. İstanbul’daki sayılı sayıdaki devlet yurdu sınırlı bir kapasiteye sahip ve bu kapasite İstanbul’daki öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzak.
Özellikle Anadolu’dan İstanbul’a giden öğrencilerin maddi durumu en kötü durumdaki gecekondularda bile kiralık bir yer bulabilmek için yeterli değil. Bu nedenle, maddi durumu yetersiz olan öğrenciler ya farklı cemaatlerin yurtlarına muhtaç kalıyor ya da TÜRGEV gibi iktidara bağlı özel yurtlara başvurmak zorunda kalıyorlar.
Yoksul öğrenciler farklı cemaatlerin yurtlarında kalıyor. Bu yurtlarda kalan öğrenciler yurdu ait olduğu cemaatlerin kurallarına ve ritüellerine uymak zorunda kalıyor. Genç yaştaki bu öğrencilerin çoğu bu tür cemaatlerin etkisine girip kendi hür iradesini ipotek altına aldırabiliyor. Türkiye bu tür durumları FETÖ’den çok iyi biliyor. FETÖ de maddi durumu yetersiz öğrencileri kendi cemaat yurtları ve evlerine çekiyordu. Bu şekilde kontrol altına alınan birçok öğrencinin beyni yıkanıyor ve örgüte eleman olarak devşiriliyordu.
Anadolu’nun küçük şehirlerinde kiralar genellikle uygun oluyor. Yine küçük şehirlerde öğrenci nüfusuna oranla devlet yurtları da genellikle yeterli kapasiteye sahip oluyor. Ancak İstanbul gibi büyükşehirlerde devlet yurtlarının sayısı ve kapasitesi ihtiyacın çok altında kalıyor. Dolayısıyla büyükşehirlerde devlet yurtlarının sayısı arttırılmalı.
Devletin kısa bir zamanda ihtiyaca cevap verecek şekilde yeni yurtları hizmete alması mümkün olmadığı takdirde büyükşehirlerde kalan öğrenciler için kira bursu sağlanmalı. Bu tür burslardan anne ve/veya babası devlet memuru olan öğrenciler de faydalandırılmalı.
Öğrencilerin hiçbir gelire sahip olmadığı unutulmamalı ve ev sahipleri buna göre öğrencilere daha pahalı değil, daha ucuz koşullarda kiralık ev – daire şansı tanımalı. Bununla birlikte, bunu özel sektörden ve ev sahiplerinden beklemenin boşuna kürek çekmek olduğunu biliyoruz.
Bu nedenle, devletin, öğrencileri özel sektörün ve ev sahiplerinin yüksek kira taleplerine mahkum etmemesi gerekiyor.