Milli Mücadele kahramanlarından biri olan Diyap Ağa Kürt mü?
Dersimli Diyap Ağa Kurtuluş Savaşı’nda savaşmış bir Kürt’tür.
Koçgiri İsyanı ve Şeyh Sait İsyanı gibi isyanlara destek vermemiş, Ankara hükümetini yani Mustafa Kemal Atatürk’ü desteklemiştir.
1921 yılının Ağustos ayında Yunan işgal güçlerinin Ankara’ya yaklaşması üzerine Büyük Millet Meclisi’nin Ankara’dan Kayseri’ye taşınması gündeme gelince Diyap Ağa söz alarak kürsüye çıkmış ve şu tarihi sözleri söylemiştir: “Lâfım kısadır! Beyler, biz buraya kaçmaya mı geldik, yoksa dövüşerek ölmeye mi? Eğer meclis’i taşımak istiyorsanız buyurun gidin. Ama ben gidemem. Tek başıma bile olsam, bayrağım, dinim ve vatanım için son kurşunuma kadar savaşırım. Son kurşunu da kafama sıkarım. Bu böyle biline…”
Diyap Ağa’nın Koçgiri İsyanı ve Şeyh Sait İsyanı karşıtı bir tutum takınması nedeniyle bazı çevreler onun Kürt olmadığını iddia etse de Diyap Ağa aslen Kürt’tür.
1921 yılının Şubat ayında Koçgiri İsyanı patlak verdikten sonra Koçgiri aşiretinin reisi Alişan Bey, Dersimli Diyap Ağa ile görüşerek ondan da isyana destek vermesini istemiştir. Alişan Bey, Bağımsız bir Kürt devleti kurma amacını Diyap Ağa ile paylaşıp destek istemiştir. Ancak Diyap Ağa bu isyan fikrine karşı çıkmış ve “Biz hükümetin yanındayız. Hepimiz biriz; isyanda dökülecek kanın, yitecek canların vebâli boynunuzadır,” demiştir.
Yine Lozan Konferansı barış görüşmeleri devam ederken Büyük Millet Meclisi’nde söz alan Diyap Ağa şöyle demiştir:
“Aha bizim memleket ahalisi Kürtmüş, orada bir Kürt Hükümeti kuracaklarmış, bunu duyunca kızdım kürsüye çıkıverdim. Gene sustular: ‘Lâilaheillâh Muhammedürresullâllah’ dedim. ‘Gerek Şafiî, gerek Hambelî, gerek Hanefî hepimizin kıblesi birdir. Meclisimiz, kulübümüz, dinimiz, milletimiz birdir. Biz Kürt değil, biz Türk’üz! Hepiniz Lâilaheillâh demişsiniz. Şimden sonra mı, ayrı bir din, ayrı bir millet olacağız”
Diyap Ağa burada Kürt değiliz, Türk’üz derken bizim ayrımız gayrımız yok, hepimiz Kürdüyle Türküyle biriz demek istemiştir. Yoksa burada Kürt olduğunu inkar ettiği filan yok.
Lozan Konferansı’nda İngiltere ve Fransa’nın Kürtler’i bahane ederek farklı taleplerde bulunmalarına mani olmak için Türk diplomatik heyeti Türkiye’de ırki ve lisani azınlıkların bulunmadığını ve Kürtlerin asli unsur olduğu tezini savunmuşlardır.
O dönemde Meclis’teki diğer Kürt milletvekilleri ile aynı görüşte olan Hasan Bahri Bey’in 3 Ekim 1921’de Meclis’te yapmış olduğu konuşmanın bir kısmı şöyle:
“Sonra görüyorsunuz, Fransız ve İngilizler birtakım tezvirler yapıyorlar. Kürdistan’a bir şekil vermelidir, böyle olmalıdır diyorlar. Bunlar sırf Kürtleri Türklerden ayırmak, ikisini de boğmaktır. Başka bir fikir değildir. Bugün Kürt Türk’ten ayrılsa pek fena olur. Bilmiyorum Beyefendi başka Kürtleri bilmem, fakat Dersim’in vaziyeti böyledir.” [Yazının tamamı için tıkla]
Burada da görüldüğü üzere, Kürtler kendilerini Türkler’den ayrı görmek istemiyor ve aynı çatı altında yaşamak istiyor. Dersimli Diyap Ağa’nın Kürt değiliz, Türküz sözü de bu düşüncenin ürünüdür.
Diyap Ağa dışında Bediüzzaman Sait Nursi de Kürt olmasına rağmen Şeyh Sait İsyanı’na destek vermemiş ve Şeyh Sait’e şunları söylemiştir:
“Yaptığınız mücadele, kardeşi kardeşe öldürtmektir ve neticesizdir. Çünkü Türk‑Kürt birdir, kardeştir. Türk milleti bin senedir İslâmiyete bayraktarlık etmiştir. Dini uğrunda milyonlarca şehid vermiştir. Binaenaleyh, kahraman ve fedakâr İslâm müdafilerinin torunlarına (‑Türk milletine‑) kılınç çekilmez ve ben de çekmem”
Görüldüğü üzere, Kürt olan Bediüzzaman Saidi Nursi de tıpkı Diyap Ağa gibi Şeyh Sait’e karşı çıkmış ve Kürt-Türk birdir demiştir. Saidi Nursi’nin burada Türk-Kürt birdir demesi ne anlama geliyorsa Diyap Ağa’nın Kürt değiliz, Türk’üz sözü de aynı anlama gelmektedir.
Diyap Ağa Kürt mü?
Hem Diyap Ağa hem de Saidi Nursi Kürt’tür. Ancak Şeyh Sait ve Koçgiri aşireti reisi Alişan Bey gibi ayrılıkçı fikirlere sahip değillerdir.