Hiv, kan yoluyla veya korunmasız cinsel ilişki sırasında salgılanan vücut sıvılarının enfekte olan kişiden geçmesiyle sağlıklı bireye bulaşan tehlikeli bir virüstür. Hiv, bireyin bağışıklık sisteminin içine yerleşerek bireyin bağışıklık sistemini zayıflatır ve vücudu hastalıklara karşı korunmasız bir duruma sokar.
Bu virüs, bağışıklık sisteminin savunma mekanizmasının temelini oluşturan CD4 hücrelerini parçalar ve bir süre sonra bağışıklık sistemini zayıflatarak bireyin savunma mekanizmasını iflas ettirir.
Bağışıklığı zayıflayan birey zaman içerisinde enfeksiyon ve hastalıklarla mücadele yeteneğini kaybeder ve vücut, tehlikelere karşı savunmasız kalır. Savunma mekanizması iflas eden Hiv pozitif bireyler Aids olmuş olur.
Hiv, kan yoluyla veya cinsel ilişki sırasında salgılanan vücut sıvılarının enfekte olan kişiden geçmesiyle sağlıklı bireye bulaşan tehlikeli ve ölümcül bir virüstür.
Özellikle vajinal ve anal ilişkide virüsü kapma ihtimali çok yüksektir.
DİKKAT!: Kondom %100 koruma sağlamaz, sadece virüsün bulaşma riskini azaltır.
Evet. Oral seks ile de hiv bulaşması mümkündür. Ağızda yara olması, diş ve diş eti kanaması gibi durumlar Hiv adlı bu virüsün oral seks yoluyla da bulaşmasına neden olabilir. Oral seks yapan yani partnerinin cinsel organlarına ağzıyla temas kuran kişi oral seks yapılan kişiye oranla daha fazla risk altındadır.
Oral seks yapan kişiler genellikle anal seks ya da vajinal seks de yaptıkları için Hiv adlı bu virüsü kapan kişilerin virüsü oral ya da anal veya vajinal yolla kaptıklarını söylemek mümkün değildir. Bu nedenle oral seks yapan kişilerde Hiv bulaşı riskinin ne kadar yüksek olduğu tam olarak söylenemez.
Burada söylenebilecek tek şey, oral seksin anal seks ve vajinal sekse oranla daha az riskli olduğudur. Ancak daha az riskli olması oral seks ile hiv bulaşısı olmaz şeklinde yorumlanmamalıdır. Oral seks ile de Hiv kapmak mümkündür.
İnsanlar çoğu zaman kendi diş ve diş eti kanamalarından bile habersizdirler. Hal böyle iken başka birinin ağzındaki kanama ile ilgili bilgi sahibi olmak oldukça zordur. Bu nedenle bireylerin tek eşli bir cinsel hayat tercih etmesi oldukça önemlidir.
Şüpheli durumdan 1 ila 4 hafta sonrasında Hiv belirtileri ortaya çıkabilir. Virüs kapmış hastaların yaklaşık yarısında grip ya da soğuk algınlığı benzeri belirtiler görülür. Bazı kişilerde bu belirtilerin hepsi görülebileceği gibi bazı kişilerde hiçbir belirti görülmeyebilir. Bu belirtilerin görülmesi Hiv teşhisi için yeterli değildir. Hiv teşhisi konulabilmesi için test yapılması şarttır.
Şu belirtiler Hiv ile enfekte olmuş kişilerde görülebilen belirtilerden bazılarıdır:
Aids, Hiv adlı virüsü vücudunda taşıyan bir kişinin bağışıklık sisteminin Hiv tarafından zayıflatılmasıyla birlikte savunma mekanizmasının iflas etmesi sonucunda ortaya çıkan hastalık durumudur. Aids olan kişiler hafif denilebilecek hastalıkları bile çok ağır geçirirler. Aids olan kişiler fırsatçı enfeksiyonlara maruz kalır.
Bu hastalıkta bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu ağır enfeksiyon rahatsızlıkları hatta kanser ve benzer hastalıklar ortaya çıkabilir.
Hiv kapmış herkes Aids olma tehlikesi altındadır. Ancak Hiv bulaşmış kişiler erken tedavi olarak bu virüsü kısmen kontrol altına alabilirler. Böylece bağışıklık sisteminin Hiv tarafından zayıflatılması engellenebilir.
Bazı kişilerde tedaviye rağmen bağışıklık sistemi zayıflabilir ve savunma mekanizması iflas edebilir. Böylece Aids evresine geçilebilir. Dolayısıyla Hiv/Aids’ten korunmak ve bu tür tedavilere hiç ihtiyaç duymayacak sağlıklı bir vücuda sahip olmak her zaman büyük önem taşır.
Aids için birçok belirti bulunmaktadır. Bunların hepsini yazmak mümkün olmasa da en sık görülen belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
Tıbbi terimler olarak farklı durumları tanımlasalar da sağlıklı bir birey açısından Hiv ve Aids aynı şeydir. Hem Hiv pozitif bir kişi hem de Aids olan bir kişi sağlıklı bir bireye bu ölümcül virüsü bulaştırabilir.
Hiv ile enfekte olmuş kişiye Hiv pozitif denir. Hiv pozitif bir kişinin vücudunda ve vücut sıvılarında Hiv adlı bu virüs bulunur. Hiv pozitif kişiler bu virüsü sağlıklı bireylere de bulaştırabilir. Bulaşın olabilmesi için yukarıda bahsedilen dört durumdan birinin gerçekleşmesi yeterlidir.
Evet. Düzenli olarak tedavi olan Hiv pozitif bir kişiden de Hiv bulaşması mümkündür.
Teorik olarak bakıldığında, tedavi olan Hiv pozitif bir kişinin vücut sıvılarındaki virüs neredeyse yok denecek seviyeye kadar geriler. Tedavi olan Hiv pozitif kişilerde, viral yükün test sonucunda görülemeyecek kadar azalması durumunda bulaşıcılığın ortadan kalktığı kabul edilir. Ancak bu durum tamamen teorik olup gerçekte farklı durumlar da mümkündür.
Tedavi olan Hiv pozitif bir kişinin sağlıklı bir birey açısından risk teşkil edebileceği durumlar:
Özetlemek gerekirse; düzenli ilaç tedavisi alan Hiv pozitif bir kişinin normal koşullarda sağlıklı bir bireye virüs bulaştırması beklenmez. Ancak yukarıda saydığımız iki durumda olduğu gibi bazen normalin dışında durumlar da ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle tedavi olan Hiv pozitif kişi ile etkileşim kurulurken de dikkatli olunması daha faydalı olacaktır.
Hayır. Hiv veya Aids için kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Hiv oldukça tehlikeli ve ölümcül bir virüstür. Kısa süre içerisinde insanın bağışıklık sistemini zayıflatıp Aids’e yol açabilir. Aids evresindeki Hiv pozitif kişiler büyük acılar çekebilmektedir.
Mevcut tedavi yöntemleri Hiv pozitif bireylerin Aids evresine geçmesini önlemeyi veya geciktirmeyi amaçlamaktadır. Bu tedavi yöntemleri ile Hiv ve Aids’ten tamamen kurtulmak mümkün değildir.
Diğer bazı ilaçlarda olduğu gibi Hiv-Aids tedavisinde kullanılan ilaçların da yan etkileri mevcuttur. Bu ilaçlar, karaciğer ve böbrek gibi bazı organlara zarar verebilme potansiyeline sahiptir. Hiv-Aids tedavisinde kullanılan ilaçlar bu ve buna benzer yollarla vücutta ağır tahribata yol açabilir.
Dolayısıyla, “Hiv-Aids tedavi edilebiliyor” diye düşünüp Hiv-Aids riskine karşı dikkatli davranmamak büyük bir hatadır.
Hiv-Aids’ten korunmak için tanımadığınız kişilerle cinsel ilişkiden kaçının. Günübirlik cinsel ilişkilerden kaçının. Cinsel ilişki sırasında kondom kullanarak Hiv-Aids tehlikesine karşı önlem alın.
Hiv-Aids korkusu yaşayan birçok kişi farklı sorularla Hiv-Aids riskini anlamaya çalışıyor. Bu sorular arasında; tükürükle hiv bulaşır mı? Öpüşmekle Hiv bulaşır mı? Tensel temastan Hiv bulaşır mı gibi sorular bulunmaktadır.
Öpüşen bir çift aynı zamanda anal ya da vajinal seks de yaptığı için bulaş olması durumunda bile virüs bulaşmasının nedeni olarak anal ya da vajinal seks rapor edilir. Bu nedenle öpüşmenin bulaş riski üzerinde durulmasına gerek kalmaz. Dolayısıyla en düşük ihtimale karşı bile ihtiyatlı olmakta fayda var.
Tükürük de vücut sıvılarından biridir ve tükürükte de Hiv mevcuttur. Dolayısıyla tükürük yoluyla Hiv kapmak mümkündür. Ancak anal seks, vajinal seks veya oral sekse oranla tükürük yoluyla Hiv kapmak çok daha zordur.
Burada öpüşmekten kasıt Fransız öpücüğü ise öpüşmekle de Hiv kapmanız mümkündür. Öpüşme sırasında ağız içinde kanama olması, diş ve diş eti kanamaları gibi durumlarda Hiv bulaş riski daha yüksek olur. Ağız içi tükürükte bulunan virüs yoluyla da Hiv kapılması olasıdır.
Normal şartlarda sağlıklı bir tene sahip bir Hiv pozitif kişiyle temastan bulaşı olmaz. Ancak vücutta kanayan sivilcelerin ya da vücuttaki çatlak ve yaraların sağlıklı bireyin mukozasına teması sonucunda Hiv bulaşı mümkün olabilir.