Erdoğan’ın psikolojik bir rahatsızlığı mı var? 1 ihtimal daha var o da…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşın halini görmezden gelerek güllük gülistanlık bir Türkiye resmi çizmesi vatandaş arasında farklı sorulara neden oluyor.

Bu sorulardan biri de acaba Recep Tayyip Erdoğan’ın psikolojik bir rahatsızlığı mı var? şeklinde oluyor.

Erdoğan’ın psikolojik bir sorunu mu var?

Özellikle ekonomi alanında ortaya çıkan vahim tablonun baş mimarı olarak görülen Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi alanındaki anlamsız inadı psikolojik bir rahatsızlığa yorulabiliyor.

Faiz konusunda tüm dünyada kabul gören bir gerçek var. Faiz sebep değil, sonuçtur. Oysa son günlerde her fırsatta kendisini ekonomist olarak lanse edip üniversite diplomasını halka gösteremeyen Recep Tayyip Erdoğan ise faizin sonuç değil, sebep olduğunu iddia ediyor. Erdoğan bu nedenle düşük faizi savunup Merkez Bankası’nı da faiz indirimine zorluyor.

Türkiye’de zaten yüksek seviyelerde olan yüksek enflasyon, faizlerin düşürülmesiyle birlikte daha da yükseliyor. Ancak Erdoğan bu gerçeği görmezden gelip Kuran ve ayetlere sığınıp “nas” diyor. Halbuki Kuran’da faizin her türlüsü yasaklanmıştır. Erdoğan gerçekten şeriat hükümlerine dayalı bir ekonomi yönetimi arzu ediyorsa faiz kavramını tümüyle kaldırması gerekiyor. Ancak bunu yapmıyor. Çünkü faizler sıfırlandığında ülkenin ne hale düşeceği herkesin malumu.

Demek ki neymiş? Erdoğan’ın faiz indirimi konusundaki ısrarının nedeni Kuran ya da ayetler değilmiş. Ekonomi bilimi de bu tür bir faiz indirimini mahsurlu görüyor.

O halde Erdoğan’ın bu ısrarının arkasında saf ve katıksız bir ısrar olabilir mi? Bunu kesin bir ifadeyle savunmak mümkün değil. Ancak varsa bu türden bir ısrarın psikolojik bir rahatsızlıktan kaynaklandığı su götürmez bir gerçek.

Memleket dahilinde iktidara sahip olanlar…

Erdoğan’ın anlamsız bir şekilde ısrar ettiği ve memleketi günden güne yoksullaştıran faiz indirimi konusu psikolojik rahatsızlıkla açıklanamıyorsa, Erdoğan bu ısrarını hür ve bağımsız iradesiyle seçmiş ve seçiyor ve seçecek demektir. Yani Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve vatandaşlarını bilerek yoksullaştırma politikası güdüyor demektir.

Peki böylesine bir yoksullaştırma politikası Atatürk‘ün hangi ifadelerini getiriyor akla?

“… memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.“

Gerçek şu ki Türkiye’de zenginler ve AKP’den beslenenler dışında kalan millet, fakr u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş halde…

Bir başka ihtimal?

Psikolojik bir rahatsızlık veya bilinçli yoksullaştırma politikası gibi ihtimaller dışında başka ihtimaller de mümkün tabii. Ancak bu ihtimallerin neler olduğu ile ilgili bir tahminim “yok:”

“… ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.”