Tunus‘ta darbe yönetimi devam ediyor. Tunus’ta geçtiğimiz temmuz ayında Cumhurbaşkanı Said mevcut başbakanı görevden alıp meclise sivil darbe yapmıştı.
Aradan geçen zamana rağmen Tunus’taki siyasi kriz çözülebilmiş değil. Aksine ülkede her geçen gün siyasi kriz tırmanıyor. Yönetime el koyan Cumhurbaşkanı Said devlet kademesindeki yetkilileri görevden almaya devam ediyor.
Tunus’ta 25 Temmuz’da hükümet ve muhalefet partilerine yönelik yüzlerce kişinin katılımıyla protestolar gerçekleştirilmiş, çıkan olaylarda başta Nahda Hareketi olmak üzere parti merkezlerine saldırılar düzenlenmişti.
Cumhurbaşkanı Said, bunun üzerine Meclisin tüm yetkilerini dondurduğunu, milletvekillerinin dokunulmazlığını askıya aldığını, mevcut Başbakan Hişam el-Meşişi’yi azlettiğini ve kendi atayacağı bir başbakanla yürütmeyi devralacağını duyurmuştu.
Kendi atayacağı bir başbakanla yürütmeyi devralacağını duyuran Said, kendisini başsavcı ilan ederek yargının alanına da müdahale etmişti.
Hükümete yönelik bu darbe girişiminin ardından askerler Tunus Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ile beraberindeki milletvekillerini Meclise almamıştı.
Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararları üzerine halkı barışçıl mücadeleye çağıran Gannuşi, yasal bir dayanağı bulunmayan bu adımın bir “darbe” olduğunu vurgulamıştı.
Meclisin tüm yetkilerini donduran, milletvekillerinin dokunulmazlığını askıya alan, mevcut Başbakan Hişam el-Meşişi’yi azleden Cumhurbaşkanı Kays Said, son olarak başta ordunun başsavcısı da aralarında olmak üzere çok sayıda üst düzey yetkiliyi görevden aldı. Devlet Televizyonu Genel Müdürü Lesad Dahiş, Kays Said tarafından görevden alınan yetkiler arasında yer alıyor.
Kays Said’in üst düzey devlet yetkililerini görevden alması, kendi koltuğunu sağlamlaştırması anlamına geliyor. Dolayısıyla, darbeci yönetimin Tunus’taki etkinliği giderek artıyor.
Arap Baharı’nın başladığı ülke olan Tunus, bu krizle yeniden siyasi bir krize girmiş oldu. Ülkedeki siyasi kriz gün geçtikçe artmaya devam ediyor.