2023 genel seçimlerine nasıl bir atmosferde girilecek? Belki de milyonlarca vatandaş seçim sonucundan ziyade seçim sürecini ve seçimin nasıl geçeceğini merak ediyor.
7 Haziran 2015 genel seçimlerinde meclisteki çoğunluğu kaybederek hükûmeti kurma yetkisini kaybeden Recep Tayyip Erdoğan idaresinde ülkenin nasıl bir kaos ortamına sürüklendiği hafızalarımızdaki tazeliğini koruyor. 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden önce PKK ile müzakere halinde olan AKP iktidarı, hükümet kurma yetkisini kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra PKK ile mücadeleye başlamıştı. Bu süreçte ülke büyük bir kaos ortamına teslim olmuştu.
Çözüm sürecinin bitmesine neden olan süreç Ceylanpınar’da 2 polis memurunun şehit edilmesi ile başlamıştı. Geçen sürede PKK bu saldırıyı üstlenmedi.
Çözüm sürecini bitirip AKP’nin PKK ile müzakereden PKK ile mücadeleye dönmesine neden olan Ceylanpınar saldırısında 2 polisin şehit edilmesi fail-i meçhul olarak kaldı. (Yazının tamamı için: Bianet)
7 Haziran 2015 ile 1 Kasım 2015 tarihleri arasında yaşanan kaos neticesinde AKP ezici bir çoğunluk elde ederek iktidarı tekrar kazandı. Ancak bu süreçte yaşanan kaos ile ilgili sorular cevapsız kalmaya devam etti.
Çoğu muhalif kişiye göre, 7 Haziran 2015 seçimleri AKP’nin iktidarı kaybetmemek için her yola başvuracağını açıkça göstermişti. Bir yıl sonra 15 Temmuz 2016’da meydana gelen Fetöcü darbe girişimi ise AKP’nin eski ortağı olan FETÖ’nün de devleti ve iktidarı ele geçirmek için her yola başvurabileceğini kanıtladı.
Muhalif birçok vatandaş, hem AKP’yi hem de FETÖ’yü kendi ikballeri ve siyasi kariyerleri için kendi ülkelerini yakıp yıkmayı göze alan kirli odaklar olarak görmeye başladı. Peki AKP hakkında böyle bir kanı oluşmasının nedeni neydi? Böylesine bir düşüncenin temeli var mıydı?
Vatandaşları böylesine bir düşünceye sevk edebilecek birçok neden olabilir. Mesela, 7 Haziran 2015 ile 1 Kasım 2015 arasındaki kaos süreci bu nedenlerden biri olabilir mi? Ya da AKP-FETÖ kavgası sürecinde kamuoyuna servis edilen ve dönemin MİT başkanı Hakan Fidan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydı bu nedenlerden biri olabilir mi? Bu ses kaydı, AKP iktidarının Türkiye’yi Suriye’den vurarak Suriye’ye olası bir müdahaleyi meşru hale getirmek istediğine dair bir ses kaydıydı.
O ses kaydını hatırlayalım:
Ahmet Davutoğlu olduğu iddia edilen ses: “‘Başbakan, bu (Süleyman Şah Türbesi) bir imkan gibi değerlendirilmeli bu konjoktürde’ dedi” ifadelerini kullanıyor.
Detaylar: Oda tv
Aynı ses kaydında Hakan Fidan’a ait olduğu öne sürülen ses ise: “Gerekirse Suriye’ye dört adam gönderirim. Türkiye’ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim, Süleyman Şah Türbesine’de saldırtırız” diyor.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde olduğu gibi, 2023 genel seçimlerinde de Kürt seçmen kilit rol oynaması bekleniyor. Hatırlanacağı üzere, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener liderliğinde seçime giden muhalefet adayları, İstanbul, Ankara, Mersin, Antalya ve Adana gibi büyükşehirlerde HDP’nin muhalefet lehine aday çıkarmaması sayesinde AKP ve MHP adaylarını geride bırakarak seçimi kazanmışlardı.
AKP ve MHP ittifakı 2023 genel seçimlerinde öncelikle CHP ve İYİ Parti arasında bir kriz çıkarmaya çalışıyor. Ancak şu ana kadar görüldüğü üzere CHP ve İYİ Parti bu oyuna gelmedi.
Seçim atmosferine girilen şu dönemde, AKP ve MHP şer ittifakının HDP’yi PKK üzerinden öcüleştirerek HDP’nin muhalefetle entegre olmasını engelleme çalışmaları var. Ayrıca CHP’nin Kürt seçmeni kucaklaması da aynı şer ittifakının hedefinde. Bu yüzden CHP’nin Kürt seçmene olan yakınlığı üzerinden CHP’yi itibarsızlaştırma çalışmaları da büyük bir hızla devam ediyor. Türkiye toprakları dahilinde meydana gelen PKK saldırıları da AKP ve MHP şer ittifakının HDP ve Kürt hareketini öcüleştirme çabalarına destek oluyor.
Uzun süredir Türkiye sınırları içerisinde ve özellikle Batı’da herhangi bir PKK eylemi duymamıştık. Dün bu sessizliği bozan bir saldırı yaşandı.
Mersin’de iki kadın terörist tarafından polisevine düzenlenen saldırıda polis memuru Sedat Gezer şehit olmuş, bir polis de yaralanmıştı. Kurşun isabet eden bir kadın ile yüksekten atlayan 2 kişinin yaralandığı saldırıyı gerçekleştiren teröristler, üzerlerindeki patlayıcıyı infilak ettirmeleri sonucu ölmüştü.
NTV
Mersin’de yıllar sonra gerçekleşen bu ‘PKK eylemi’ AKP ve MHP şer ittifakı’nın medya organları tarafından aynı manşetle haberleştirilip CHP’ye saldırı aracı olarak kullanıldı. Dolayısıyla bu PKK saldırısı doğrudan doğruya iktidarın propaganda çalışmalarına yaradı.
21 Mart 2024’ten bir not:
CHP ve HDP ve PKK arasında organik bir bağ olduğu yönündeki kampanyası Türk milliyetçilerinin Erdoğan’a yönelmesinde ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kaybetmesinde büyük rol oynadı.
23 Haziran 2019’da tekrarlanan İstanbul seçimleri öncesinde İmralı Adası’ndaki Abdullah Öcalan ile mektup kankalığı yapan, Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ı devletin resmi kanalı TRT’ye çıkarttıran Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli‘nin 2023 genel seçimlerine giden yolda kimlerle kankalık yapacağı merak konusu.
Ne olursa olsun muhalif kamuoyunda AKP ve MHP ittifakı hakkında oluşmuş olan “kendi siyasi ikballeri için her yola başvurabilirler” algısı kendiliğinden oluşmadı. Bu algıyı yıkmak yine AKP’ye ve AKP’ye destek veren bir zamanların (Erdoğan’ın deyimiyle) yavru muhalefeti şimdilerin iktidar ortağı MHP’nin elinde.